Anamur birçok medeniyetin buluştuğu,geniş alanlara yayılan tarihi kalıntıları, muhteşem denizi ve kıyı şeridiyle şaheser bir kent..,
Son yıllarda yükselen devasa yapılar insanlar üzerinde olumsuz etki bıraksa da her mevsim ayrı bir tat alınan kentte yaşayanların şanslı olduklarını söylemek doğru olur..
Doğu yakamızda 700 yıllık Mamure Kalesi, Batı Yakamızda ilgisizlikten inatla ayakta kalan Anemurion…
Kuzeyimizde Köşekbükü mağarası, güneyimizde Akdeniz…
Kent merkezinde yaşamak için direnen tarihi konaklar..
Ve halkın gelir kaynağını temin ettiği Anamur Ovası..
'Kültür ve Turizm Bakanlığı'na Bağlı Müze ve Örenyerleri Gişelerinin Kiraya Verilmesi İşi İhalesi’ni 12.12.2017 tarihinde Turkuaz Tanıtım LTD ŞTİ aldı.
Turkuaz Grubu ihaleyi bir yıllığına alırken ciro taahhüdünde bulunmadı, sattığı biletlerden komisyon alacakmış.
Bir yıllık ciro Turkuaz Tanıtım Grubunu kurtarırsa,1 yılın sonunda 10 yıllığına yapılacak olan işletme ihalesine girecekmiş..
Şimdilik….Müzelerimiz ve Ören yerlerimiz Turkuaz Tanıtım LDT.ŞTİ’nin kanatları altında!..
Daha önce de kalenin güney tarafında deniz dalgaları nedeniyle çöküntüler olmuş ve dolgular yapılarak, tehlike atlatılmıştı.
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Mamure Kalesi’nde tadilat çalışmaları geçtiğimiz yıl yeniden başladı.. ve 3 yıl içinde bitirilecekmiş.. yani bir yılı daha var..
Restoratör Abdullah Yiğitoğlu’nun gözetiminde yapılan restorasyon çalışmaları devam ediyor..
Ediyor etmesine de 700 yıllık güzelim Mamure Kalesi yamalı bohçaya döndü..
ilkokul öğrencilerinin bile aslı ile sonradan yerleştirilen taşların arasındaki farkı bi r dakika içinde fark edebileceği şekilde yapılan restorasyon çalışmaları sanki ‘yapılıyor işte’ izlenimi veriyor..
Hani halk arasında bir deyim vardır ya ‘göz var nizam var’ diye, bizim kalemize bakınca bu sözü herkes söyler inanın..
Restorasyon çalışmalarının tamamlandığında, Anamur Müzesi Kale girişine taşınacakmış..
Müze’nin Mamure Kalesine yakın bir yerde olması demek ziyaretçi sayısının artışına neden olur, zaten yıllardır depoda duran tarihi eserlerde böylece gün yüzüne çıkmış olur..
Kent Merkezinde tarihi değerlerden biri olan Kısakahyaoğlu Konağı, geçtiğimiz yıllarda Belediye Başkanı Mehmet Türe’nin girişimleri ve İl Özel İdare’nin kaynaklarıyla adeta yeniden hayat buldu..
Kent Merkezinde, Kısakahyaoğlu Konağı gibi tarihi konaklar çok fazla.. Bir çoğu yıkılmak üzere, akşamları tinercilerin uğrak yeri olmuş durumda..
Hergün önünden geçtiğim koca kahvede biliyorsunuz yangın çıkmıştı,sonarsında kentin göbeğindeki yer kaderine terk edildi..
Oysa restorasyon çalışmasıyla ayağa kaldırılması gereken önemli yerlerden biri bana göre..
Tarihi dokusu kadar, doğal güzelliği ile yerli halkın piknik yaptığı denize girdiği Anemurion ise son yıllarda öksüz çocuk gibi..
Giriş ücretlerinin fazlalığı nedeniyle, yerli halk Anemurion’a gidemiyor, yaz mevsiminde Anamur’a gelen günü birlik turların dışında fazlaca hareketlilik olmuyor..
Birde Kuzey Kıbrıs’ın en net görüldüğü muhteşem manzarası olan eski radar’ın yeri..
Şimdilerde fuhuş yuvasına dönmüş durumda.. Hurdacıların para edecek kırık dökükleri aldığı yerde, içki şişeleri, iç çamaşırları, akşamcılarım yaktığı mangal atıkları… tüm pislikler var kısaca..
Yeniden kent merkezine gelecek olur isek..
Eski hükümet konağı, şimdinin İlçe Sağlık Müdürlüğü binası..
Kırık dökük badanaları dökülmüş pencere demirleri paslanmış, devlet dairesi hele de bir sağlık kuruluşuna bakımsızlığı yakışmayan bina..
hani sağlık kurulu denince hizmet verilen binanın dış cephesinden,bahçe düzenlemesine kadar şıkır şıkır olmasını umduğumuz için mi nedir, binaya her bakışımda yüreğim cız ediyor..
Eller gider Mersin’e, biz gideriz tersine..
Zamanın İlçe Sağlık müdürü hangi akla hizmetse, tarihi dokuyu adeta katletmiş.. Herkes taşla ev yaptırmak ister, bizde tam tersi olmuş adam tarihi yok edercesine taşları beyaza boyatmış akıllara ziyan bir iş yapmış ve bu heybetli binaya yazık etmiş kısaca..
Geriye dönüş olmaz mı?. hiç bir şey imkansız değil elbette.. Peki kim el atacak bu işe, devlet yetkilileri dururken ben değil herhalde..
Olumsuzlukların yanı sıra, sahip çıkılan yerlerimiz de var..
20.000 bin yıllık geçmişe sahip Köşekbükü mağarası Mersin ve Anamur Belediyelerinin çalışmalarıyla yeniden hayat buldu..
Bundan bir yıl öncesinde paslanmış demir kapısı, çamur deryası yolları, kokudan yakınına bile yaklaşılamayan mağara çevre düzenlemesiyle, aydınlatmasıyla, yolların bakımıyla şıkır şıkır bir yer oldu..
Belediye Başkanı Mehmet Türe’nin Büyükşehir Belediyesine sunduğu raporlara istinaden, ölüyü diriltme çalışmalarında sona gelindi..
Başkan Türe sık sık çalışmaları yerinde takip ederek,aşama aşamalar hakkında bilgi aldığını biliyoruz..
Mağara’ya hayat vermek için çaba gösteren Belediye Başkanları Kocamaz ve Türe’ye, kısaca emeği geçenlere teşekkürler..
Umarım turizmden anlayan, ufku geniş işletmecilere verilir de bu kadar emek boşa gitmez..
Ne diyelim darısı kent merkezinde inatla ayakta kalmaya çalışan tarihi konaklarımızın başına..
Biliyorum yer sahipleri sürekli sorun çıkarıyor ama biz yinede umudumuzu kaybetmiyoruz..
Kaybedilmemesi gereken değerlere herkesin sahip çıkması dileğiyle..
Sağlıklı Günlerde…
Sevgiyle Kalın…